Grafik tasarım sanatçısı Necati Derya, şubat ayında kişisel sergi açarak Adana’nın eski fotoğraflarını gün yüzüne çıkardı. Bugüne kadar yaptığı değişik tasarımlarıyla dikkat çeken Derya’nın sergisi yoğun ilgi gördü.
Şimdilerde İstanbul’da kişisel sulu boya ve portre çalışmaları yapan Derya, “Yaklaşık 3 ay Adana’nın eski tarihi fotoğraflarını çizgisel olarak çini mürekkebi ile çalıştım. Şubat ayında Adana’da kişisel sergimde Adanalı dostlarımla buluşmanın büyük keyfini yaşıyorum.” diyerek duygularını dile getirdi.
İlginç bir yaşam öyküsü bulunan Necati Derya, 1959 yılında 4 yılda bir gelen 29 Şubat’ın fırtınalı bir sabahında Adana’da doğduğunu anlatarak, “İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adana’da okudum. 1972 yılında Kuruköprü Eski Müze civarı Ayhan Cilt Evi’nde çırak olarak hayata ve matbaacılık mesleğine atıldım. Matbaa cilt ve kutu işleri hoşuma gitti. Orada 4 yıl çalıştım. Rahmetli ustam Özcan Anagül’den hem mesleki hem de hayata dair çok şey öğrendim. Büyük insandı Özcan Ağabey. Ona hep ‘Meydan Larousse’ derdim. Necdet Anagül Ağabeyim küçük kardeşiydi Özcan Ağabeyin. Ciltçiliğin yanı sıra ressamdı. Adana’daki yazlık sinemalara fener afişler çizerdi” dedi. Daha sonraki yıllarda Kemal Matbaası’nda, film, montaj, renk ayrım işleriyle uğraştığını anlatan Derya, ofset tekniğini orada, grafik tekniğini İstanbullu grafiker ressamı Cüneyt Tümer’den öğrendiğini söyledi.1980’de matbaadan ayrılıp Necdet Anagül ile kendi grafik atölyesini açtığını belirten Derya, beş yıl matbaa grafikerliği, tabelacılık, reklamcılık, billboard duvar ressamcılığı işlerini başarıyla yaptıklarını söyledi. Aynı zamanda yerel gazetelerde çizgi roman serüveninin başladığını belirten Derya, ilk çizgi romanının “Vahşi Dönüş” olduğunu dile getirdi
HABER: Ferhat Bilmece (12/A-Gazetecilik) – Burak Süsen (12/A-Gazetecilik)
